29 Mart 2014 Cumartesi

Deli Şükrü Türküsü ve Öyküsü



Deli Şükrü türküsünün öyküsünü birde hemşehrimiz araştırmacı emekli Öğretmen Hayrettin KOYUNCU'dan dinleyelim, kendisi yöreye daha yakın birisidir.
 
D E L İ    Ş Ü K R Ü
  
       Deli Şükrü Reşadiye'nin Kızılcaören kasabasından Hacıosmanoğulları'ndan Hüseyin Efendi'nin oğludur. Babası küçük yaşta öldüğünden amcası Fettah Efendi'nin gözetiminde büyümüştür. Hamdi isminde bir erkek kardeşi vardır. Özellikle yöre zenginlerini zorlayıcı tavrı nedeniyle bir kısım halkın şikayeti üzerine Sivas Valisi Akif Reşit Paşa tarafından Gümüşhane yöresinde Angıldere'ye sürgün edilmiş, (Şikayetin Çakraz'dan Zaimoğlu tarafından yapıldığı söylenir) daha sonra Sivas cezaevine götürülmüştür.
 
       (Bazı yazılarda Deli Şükrü'nün mıntıka Müdürlüğü gibi birgörevi olduğu söyleniyorsa da buna ilişkin hiçbir kayda rastlanmamıştır.)
 
       Deli Şükrü'nün Sivas Cezaevi'nde tutuklu bulunduğu sırada Akif Reşit Paşa'ya Sivas halkı tarafından bir at armağan edilir. Ancak at çok huysuz olduğu için kimse binememektedir. Deli Şükrü'nün bu ata binebileceği Akif Reşiş Paşa'ya ulaştırılır. Reşit Paşa Deli Şükrü'yü çağırtarak atı gösterir ve binip binemeyeceğini sorar, Deli Şükrü ata binebileceğini söyler, ata biner ve uzaklaşır. Aradan bir kaç saatlık bir zaman geçer Deli Şükrü dönmez. Yanında bulunanlar Paşaya Deli Şükrü'nün kaçmış olacağını söylerler, Paşada bu düşünceye katılır, Deli Şükrü'nün yakalanması için önlem hazırlığı yaparken Deli Şükrü'de çıkagelir.
 
       Atı Paşa'nın önüne eğler "buyurun paşam sizde binebilirsiniz" der. Deli Şükrü'nün bu mertliği üzerine Paşa duygulanır ve Deli Şükrü'yü affeder.
 
       Olayın kahramanının "deli" lakabı yöredeki bazı taşkın hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Şöyleki:
 
       Deli Şükrü Mesudiye'de Lokantaya gider yoğurt ister. Yoğurt yok derler ve veremezler. Bunun üzerine Deli Şükrü Mesudiye'nin pazarı olan gün Mesudiye'ye giriş yollarını kestirir köylerden gelen yoğurtların parasını ödeyerek döktürür ve Mesudiye'ye yoğurt göndermez. Yine aynı yöntemle Mesudiye'ye bir kaç haftada Yumurta göndermez. Mesudiye'nin Ilışar Köyünde Turşu ve Peynir Küpü yapılır. Ilışar'lılar küpleri eşeklere yükleyerek satışa götürürlerdi. Deli Şükrü eşekleri durdurur küpleri indirtir bir tepeden aşağı yuvarlatır seyir edermiş. Küpçülerin parasını da ödermiş. Bu iş Ilışar'lı ların hoşuna gittiği için sık sık tekrarlatırlarmış.
 
       Deli Şükrü'nün o günün eşkiyalarından Soytarı oğlu ile de bir olayı vardır. Soytarıoğlu bölgede tanınan en azılı eşkiyalardandır.Gürcüler karısını kaçırdıkları için en çokta Gürcüleri öldürür, Cenik (Canik) yöresinde hüküm süren bir eşkiyadır.
 
       Perşembe Yaylasında birgün çakırkeyf iken Deli Şükrü Soytarıoğlu'na atıp tutuyor. Bu sözler soytarıoğlu'na ulaştırılıyor. Kısa bir süre sonra Soytarıoğlu Baydarlı, Danişment ve Konak üzerinden çetesi ile birlikte Kızılcören'e giriyor. Daha önce durumu haber alan Deli Şükrü Feselek'e kaçırılıyor.  Soytarıoğlu köyü iyice aramasına karşın Deli Şükrü'yü bulamıyor. (Bu olayı Kızılcören'li Öğretmen Kemal Çoban'ın bası İsmail Çoban'dan dinledim. O zaman Doksan yaşında idi ve banta aldım.)
 
       Deli Şükrü'nün torunları ve akrabaları Reşediye'nin Kızılcaören kasabasında oturmaktadırlar, adına uydurulan türkünün kim tarafından yakıldığı bilinmemektedir.
 
       1- Türkü söylenirken ikinci mısrağın birinci bölümünden sonra "ağla anam" veya "ağla bacım" sözleri araya konur bu yöresel bir durumdur.
 
       2- Nakarattaki "gelme emmim gelme" sözünün dayanağı Deli Şükrü'nün babası olmadığından amcasının kendisi ile ilgilenmesindendir.
 
                         TÜRKÜNÜN SÖZLERİ
 
Deli Şükrü derler namım varıdı
Mağrıpdan Maşruba şanım varıdı
Zaimoğlunda ahım varıdı
 
               Gelme emmim gelme dönmem geriye
               Beni sürdüler Angıldere'ye
 
Konaklar yaptırdım uzun çarşıya
Camlı pencereleri karşı karşıya
Haber anlatamadım Reşit Paşa'ya
 
               Gelme emmim gelme dönmem geriye
               Beni sürdüler Angıldere'ye
 
Çekir Kıratımı Nalban nallasın
Sağına Soluna Çekit sallasın
Eğer vurun ak perçemi parlasın
 
               Gelme emmim gelme dönmem geriye
               Beni sürdüler Angıldere'ye
 
Kıratımı çekin binek taşına
Elim yetişmiyor eyer kaşına
Benden selam eden Hamdi kardaşıma
 
               Gelme emmim gelme dönmem geriye
               Beni sürdüler Angıldere'ye
Kategoriler:

0 yorum:

Yorum Gönder